Tansiyona bağlı bulanık görmek
Tansiyona bağlı zor yürüme, baş dönmesi, görme bozukluğu yada görme bulanıklığı olabilmektedir. Ancak bunun tamamen tansiyon nedeniyle olduğunu söylemek için göz doktorunun muayenesi gerekmektedir. Bu durumda önce tansiyon için muayene olduktan sonra tansiyon ile ilgili şüphelerinizi gidermeli daha sonra tansiyonla ilgili sorununuz yoksa gözle ilgili muayeneye gitmelisiniz. Çünkü bulanık görmenin birçok sebebi olabilir. Bu nedenle göz tansiyonunuzun olup olmadığını bilmeden hareket etmemelisiniz. Çoğu zaman en büyük zararı insanın kendi kendine verdiğini unutmamalıyız. Aksi taktirde yanlış sonuçlar doğurabilir ve kalıcı zararlar verebilirsiniz kendinize.
Gönderen
Ozan Fayda
7 Temmuz 2015 Salı
Etiketler:
bulanık görmek,
göz bozukluğu,
gözlerde bulanıklık,
tansiyon,
tansiyon bulanık görmek
Göz kaşınmasının nedenleri
Göz kaşınması büyük ve ciddi bir sağlık sorunudur. Üzerinde durulmadan geçiştirilmesi hiç tavsiye edilmez çünkü göz kaşıtısı belirli hastalıkların veya alerjilerin habercisi olabilmektedir. Eğer kullandığınız bir ilaç varsa bu kaşıntıya neden olabilmektedir. Böyle durumlarda ilacın yan etkisi araştırılmalı ve doktora başvurulmalıdır. Çoğu kaşıntı durumlarında göz kenarındaki deride dökülme, göz kenarlarında küçük şişmeler görülebilmektedir. Kaşıntı alerjik de olabilir psikolojik de. Psikolojik olanlar tıbbi bir hastalık değildir ve başka nedenlere bağlı olarak ortaya çıkabilir (stres gibi) Ayrıca göz nedir diye sorularınız olursa verilen bağlantıyı takip edip diğer sitemizdeki makalelere ulaşabilirsiniz. Gözle ilgili görseller ve sağlık makaleleri sunan bu sitemizde çok yakında yeni projeler hazırlayacağız.
Eğer psikolojik olarak ortaya çıkan bir hastalık ile karşı karşıyaysanız stresten ve alkolden uzak durmalısınız, Yorgunluk verici işlerden kaçınmalı, beslenmenize ve uyku düzeninize dikkat etmelisiniz. http://ush.re/f2sd
Gönderen
Ozan Fayda
2 Nisan 2012 Pazartesi
Etiketler:
göz kaşıntısı,
göz kaşıntısı nedenleri,
göz kaşıntısı sebepleri
göz şişmesi nedenleri
Sabahları uyandığınızda hoş olmayan görüntülerle karşılaşabilirsiniz özellikle aynaya baktığınızda. Bu tür görüntüler gözünüzde şişlikler nedeniyle meydana gelmiş olabilir. Ancak sakın üzülmeyin bu gibi durumlarda yapılacak şeyler çok basit. Öncelikle çiğ patatesi küçük dilimler halinde kesin gözlerinizin üzerine yerleştirerek 15-20 dk. bekletin. Patateslerin soğuk olmasına dikkat edin veya aynı şeyi salatalıklar ile de yapabilirsiniz.
Aslında her şey çok basit ancak bu gibi durumlarda karşılaşmak istemiyorsanız alkol tüketimini azaltın. Bol sıvı tüketin su mesela (: Diğer taraftan meyve ağırlıklı beslenin. Uyku düzeninize dikkat ederek ve biraz da spor yaparak göz şişmelerinizi azaltabilir hatta ortadan kaldırabilirsiniz. Unutumayın her şey sizin elinizde...
Aslında her şey çok basit ancak bu gibi durumlarda karşılaşmak istemiyorsanız alkol tüketimini azaltın. Bol sıvı tüketin su mesela (: Diğer taraftan meyve ağırlıklı beslenin. Uyku düzeninize dikkat ederek ve biraz da spor yaparak göz şişmelerinizi azaltabilir hatta ortadan kaldırabilirsiniz. Unutumayın her şey sizin elinizde...
Gönderen
Ozan Fayda
26 Mart 2012 Pazartesi
Etiketler:
göz şişmesi,
göz şişmesinin nedenleri,
gözün şişmesi
Göz hastalıklarında erken teşhis ve tedavinin önemi...
Göz hastalıkları, özellikle gözün hassas yapısı yüzünden deforme olmaya gayet açık bir organdır. Göz hem vücudun vazgeçilmezi konumunda hemde vücudun dışında bulunan bir organ olması sebebiyle de insan yapısının en hassas organı olarak kabul edilmektedir. İşte bu nedenle bu organa gelebilecek hastalık veya zararlarda erken teşhis çok önemli bir rol oynar.
Doktorlar bu tip muayenelerin asla geciktirilmemesi gerektiğini her seferinde vurgularlar ve hasta olmadığınız bir rahatsızlıktan şikayet etmediğiniz durumlarda bile mutlaka muayene edilmemiz gerektiğinden bahsederler. Tedavinin doğru ve başarılı olmabilmesi için erken teşhis bu nedenle çok çok önemlidir ve ihmale kesinlikle gelmez...
Doktorlar bu tip muayenelerin asla geciktirilmemesi gerektiğini her seferinde vurgularlar ve hasta olmadığınız bir rahatsızlıktan şikayet etmediğiniz durumlarda bile mutlaka muayene edilmemiz gerektiğinden bahsederler. Tedavinin doğru ve başarılı olmabilmesi için erken teşhis bu nedenle çok çok önemlidir ve ihmale kesinlikle gelmez...
Gönderen
Ozan Fayda
12 Mart 2012 Pazartesi
Etiketler:
erken teşhis,
Göz Tansiyonu,
Göz Tansiyonu Teşhisi,
hastalıkların tedavisi
Kapalı açılı göz tansiyonu
Glokom yani göz tansiyonu hastalarının %5-%10 'luk bölümü bu hastalığa sahiptir. Çoğunlukla daha öncede sitemizde belirttiğimiz gibi çok sinsi bir şekilde ilerleyen ve ne zaman ortaya çıkacağı belli olmayan göz tansiyonunun bir değişik versiyonudur ve normal glokomdan farklı olarak şiddetli bir şekilde ortaya çıkar. Gözlerde şişlik, kızarıklık, görme bozukluğu ve baş ağrısı gibi etkenler ortaya çıkartabilmektedir ve belirtileri herkes tarafından anlaşılmaktadır.
Bu şikayetler ile doktora giden hastaların göz tansiyonu genelde 40-50 mm veya daha fazla civa basıncı şeklinde çok yüksek düzeylerde bulunmaktadır. Bu yüksek glokomun acilen ilaç tedavisiyle tedavi edilmesi ve hastanın ameliyat edilmesiyle rahatsızlığın giderilmesi gerekir. Eğer hasta doktora gitmekte gecikirse yüksek göz tansiyonu nedeniyle birkaç gün içerisinde tam olarak görme kaybı görülecektir.
Bu şikayetler ile doktora giden hastaların göz tansiyonu genelde 40-50 mm veya daha fazla civa basıncı şeklinde çok yüksek düzeylerde bulunmaktadır. Bu yüksek glokomun acilen ilaç tedavisiyle tedavi edilmesi ve hastanın ameliyat edilmesiyle rahatsızlığın giderilmesi gerekir. Eğer hasta doktora gitmekte gecikirse yüksek göz tansiyonu nedeniyle birkaç gün içerisinde tam olarak görme kaybı görülecektir.
göz tansiyonu hastaları neler yapmalıdır
Göz tansiyonu genelde yaşlılarda veya 40 yaş üzeri kişilerde görülse de hemen hemen her yaş grubu risk altındadır. Bu nedenle hastaların hastalık sırasında neler yapmaları gerektiği çok önemlidir. Öncelikle doğru teşhis koyun bu tip vakalarda doğru teşhis çok önemli. Bunun için de mutlaka bir hekime başvurmanız gerekir. Hastalığın ilerlememesi için de hekimin vereceği kararlar erken teşhis için çok gereklidir.
Hastalık saptandıktan sonra doktor size damla kullanmaya başlatabilir. Ameliyata kadar damla kullanımı çoğu zaman gerekir. Gözün akmaması, ağrı yapmaması için damla çok sık kullanılır. Bazen göz içi basınç damla ile düşebilir o zaman ameliyat gerekmez ancak bu gibi durumlarda hastalar hayatlarının sonuna kadar damla kullanmak zorunda kalabilirler. Ancak damla kullandığı halde göz içi basınç düşmüyorsa o zaman ameliyat şarttır.
Gönderen
Ozan Fayda
14 Temmuz 2011 Perşembe
Etiketler:
Göz Tansiyonu,
Göz Tansiyonu Tedavisi,
Göz Tansiyonu Teşhisi
Akraba evliliği göz tansiyonu nedeni
Uzmanlar, göz tansiyonu 21’i aşan herkesin glokom riskinin araştırılması gerektiğini belirtip, akraba evliliği yapan çiftlerin bebeklerde göz tansiyonu riskinin yüksek olduğu uyarısını yapıyor.
Türkiye’de yaklaşık 1,5 milyon kişiyi etkileyen göz tansiyonu yani glokom, sinsice ilerleyip görme kaybına yol açabiliyor.
Glokom yani göz tansiyonu hiçbir belirti vermeden körlüğe kadar ilerleyen ve geri dönüşü olmayan bir hastalık. Türkiye’de yaklaşık 1.5 milyon kişiyi tehdit eden hastalığa karşı 45 yaşından sonra göz tansiyonu kontrolünden geçmek yeterli.
İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalı Glokom Bölümü Sorumlusu ve Türk Oftalmoloji Derneği Genel Başkanı Prof. Dr. Nevbahar Tamçelik glokom ile ilgili merak edilenleri anlattı.
Glokom nedir?
Glokom halk arasında göz tansiyonu olarak bilinir. Normalde göz içinde saydam tabaka ve merceği besleyen bir sıvı bulunur. Göz sıvısının yapım hızıyla gözden çıkışı arasında bir denge vardır. Ancak bazı kişilerde çıkış yeri tıkalı olduğu için sıvı göz içinde birikir. Bu da göz tansiyonun yükselmesine neden olur. İşte bu durumu glokom olarak tanımlıyoruz. Tıkanıklığın tam olarak sebebini bilmiyoruz. Genellikle gözün yapısına bağlı olarak ortaya çıkıyor. Ayrıca göze darbeler ve göz hastalıkları sonrasında da görülebiliyor.
Görülme sıklığı nedir?
Dünyada yaklaşık 70 milyon kişinin glokom hastası olduğu, glokoma bağlı 7 milyon kişinin kör olduğu ve bunların yarısından çoğunun iki gözünü de kaybettiği tahmin ediliyor. Türkiye’de ise 1 buçuk milyon kişinin glokom olduğu tahmin ediliyor ancak bunun yaklaşık 300 bini düzenli tedavi alıyor.
Peki glokomun belirtileri neler?
Hastalığın yüzde 90ı sinsi seyrediyor, yani hiçbir belirti vermiyor. Hastaların bir kısmında ise glokom ani gelişiyor. Göz tansiyon krizi olarak tanımladığımız bu tablo şiddetli baş göz ağrısı, görmede ani düşme, bulantı, kusma, aşırı kızarma gibi belirtilerle seyrediyor. Göz tansiyon krizi birkaç saat içinde kişiyi kör edebildiği için belirtiler ortaya çıktığında hemen doktora gidilmeli.
Göz içi basıncı normalde kaç olmalı?
Normal insanlarda göz içi basıncı 10-20 mm/HG arasında. Göz tansiyonu 21i aşan herkesin glokom riski araştırılmalı. Çünkü bu değerden sonra görme siniri hasar görür.
Kimler risk altında?
Yüksek göz tansiyonu olanlar, özellikle 60 yaş ve üzerindekiler, siyah ırka mensup olanlar, ailelerinde glokom hastalığı bulunanlar, şeker hastaları, damarsal hastalığı bulunanlar, travma veya cerrahi müdahale geçirenler, hipertansiyon ve hipotansiyon, miyop ve diğer göz hastalıkları bulunanlar glokom riski altında.
Glokom nasıl teşhis edilir?
Glokom yalnız göz hekimlerince teşhis edilebilir. Bunun için göz tansiyonu ölçümü, görme siniri hasarının analizi, görme alanı testi ve kornea kalınlık ölçümü yapılmalı.
Kaç yaşından sonra bu tetkikler yapılmalı?
45 yaş üstü ve risk faktörü bulunmayanların iki yılda bir, 45 yaş üstü ve risk faktörü bulunanların yılda bir defa olmak üzere düzenli göz muayenesi yaptırması gerekiyor.
Glokom tedavi edilebilir mi?
Glokom erken tanı konulduğunda tedavisi mümkün olan ancak sinsi seyreden bir hastalık. Tesadüfen yakalandığında genelde görme siniri hücreleri kaybedilmiş oluyor. Çoğu kişi görme yetisi büyük bir tehlikeye düşene kadar hastalığı fark etmiyor. Teşhis edildiğinde var olan görme kaybı geri döndürülemiyor ancak hastalığın ilerlemesi durdurulabiliyor. Kaybedilen görme sinirleri düzelmiyor.
Peki, nasıl tedavi ediliyor?
Glokomdan korunmanın tek yöntemi, göz tansiyonunun düşürülmesidir. Bu sayede görme sinir hasarının önlenmesiyle hastalığın tedavisi sağlanıyor. Öncelikle damla tedavisi, yetmiyorsa cerrahi tedavi, bazen de gerekli hallerde lazer tedavisi uygulanır. Erken teşhis edildiğinde glokomun tedavisi yüz güldürücüdür. Tedavide hastanın ilaçlara uyum göstermesi de önemli. Bu nedenle hastanın sürekli takibi gerekir.
Glokom riskini artıran faktörler neler?
İlerleyen yaş, ailede glokom öyküsü (genetik yatkınlık), sigara, şeker hastalığı, yüksek ya da düşük tansiyon, miyop, uzun süreli kortizon tedavisi, göz yaralanmaları, migren bu özelliklere sahip kişilerin glokom yönünden göz muayenelerini yaptırmaları uygun olur.
Glokom bebeklerde de görülebilir mi?
Evet. Ülkemizde akraba evliliği nedeniyle bebeklerde glokom dünya ortalamasının üstünde. Yeni doğan bebeklerde 10 bin canlı doğumdan birinde glokom görülüyor. Yeni doğanlarda körlük oranı çok yüksek, körlüğü önlemek için bebeklerin mümkün olduğunca erken ameliyat edilmesi gerekiyor.
Üç – dört günlük bebekleri bile başarıyla ameliyat edebiliyoruz. Işıktan kaçma, ışığa bakamama, göz iriliği, gözde büyümenin giderek artması, gözde bulanıklık, göz bebeğinin iyi seçilememesi ailelerin hemen hekime başvurmasını gerektiriyor.
Peki, hastalıkta bilinç düzeyi ne oranda? Bu hastalığın önemini biliyor muyuz?
Türk Oftalmoloji Derneğinin bin kişiye sorular yönelterek yaptığı ‘Glokom Bilinirlik Araştırmasının sonucunda ne yazık ki Türk halkının bu konuda bilinç düzeyinin düşük olduğunu gördük. Araştırmanın sonuçları, bu önemli hastalık hakkında bilinç oluşturmak ve hastaları önleyici göz bakımı almaya teşvik etmek için çok daha fazla eğitim çalışmasının gerekli olduğunu gösterdi.
Araştırmaya göre, glokom hastalarının bile kendi hastalıkları, tedavisi ve olası riskleri konusunda yeterince bilgiye sahip olmadığını gördük. Öyle ki, üç glokom hastasından ikisi yetersiz tedavi ve takibin körlüğe neden olabileceğinin bilincinde değildi. Doktorları ve sağlık çalışanlarını kaygılandıran başka bir nokta da, daha yüksek risk altındaki vatandaşların neredeyse yarısının kontrol için en az yılda bir kez doktora görünmediğine dair bulgu oldu. Araştırma katılımcılarının yüzde 27si göz doktoruna sadece beş yılda bir göründüklerini bildirdi, katılımcıların yüzde 48i de göz kontrollerinin arasında iki yıl veya daha fazla gibi uzun bir süre geçtiğini belirtti.
Türkiye’de yaklaşık 1,5 milyon kişiyi etkileyen göz tansiyonu yani glokom, sinsice ilerleyip görme kaybına yol açabiliyor.
Glokom yani göz tansiyonu hiçbir belirti vermeden körlüğe kadar ilerleyen ve geri dönüşü olmayan bir hastalık. Türkiye’de yaklaşık 1.5 milyon kişiyi tehdit eden hastalığa karşı 45 yaşından sonra göz tansiyonu kontrolünden geçmek yeterli.
İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalı Glokom Bölümü Sorumlusu ve Türk Oftalmoloji Derneği Genel Başkanı Prof. Dr. Nevbahar Tamçelik glokom ile ilgili merak edilenleri anlattı.
Glokom nedir?
Glokom halk arasında göz tansiyonu olarak bilinir. Normalde göz içinde saydam tabaka ve merceği besleyen bir sıvı bulunur. Göz sıvısının yapım hızıyla gözden çıkışı arasında bir denge vardır. Ancak bazı kişilerde çıkış yeri tıkalı olduğu için sıvı göz içinde birikir. Bu da göz tansiyonun yükselmesine neden olur. İşte bu durumu glokom olarak tanımlıyoruz. Tıkanıklığın tam olarak sebebini bilmiyoruz. Genellikle gözün yapısına bağlı olarak ortaya çıkıyor. Ayrıca göze darbeler ve göz hastalıkları sonrasında da görülebiliyor.
Görülme sıklığı nedir?
Dünyada yaklaşık 70 milyon kişinin glokom hastası olduğu, glokoma bağlı 7 milyon kişinin kör olduğu ve bunların yarısından çoğunun iki gözünü de kaybettiği tahmin ediliyor. Türkiye’de ise 1 buçuk milyon kişinin glokom olduğu tahmin ediliyor ancak bunun yaklaşık 300 bini düzenli tedavi alıyor.
Peki glokomun belirtileri neler?
Hastalığın yüzde 90ı sinsi seyrediyor, yani hiçbir belirti vermiyor. Hastaların bir kısmında ise glokom ani gelişiyor. Göz tansiyon krizi olarak tanımladığımız bu tablo şiddetli baş göz ağrısı, görmede ani düşme, bulantı, kusma, aşırı kızarma gibi belirtilerle seyrediyor. Göz tansiyon krizi birkaç saat içinde kişiyi kör edebildiği için belirtiler ortaya çıktığında hemen doktora gidilmeli.
Göz içi basıncı normalde kaç olmalı?
Normal insanlarda göz içi basıncı 10-20 mm/HG arasında. Göz tansiyonu 21i aşan herkesin glokom riski araştırılmalı. Çünkü bu değerden sonra görme siniri hasar görür.
Kimler risk altında?
Yüksek göz tansiyonu olanlar, özellikle 60 yaş ve üzerindekiler, siyah ırka mensup olanlar, ailelerinde glokom hastalığı bulunanlar, şeker hastaları, damarsal hastalığı bulunanlar, travma veya cerrahi müdahale geçirenler, hipertansiyon ve hipotansiyon, miyop ve diğer göz hastalıkları bulunanlar glokom riski altında.
Glokom nasıl teşhis edilir?
Glokom yalnız göz hekimlerince teşhis edilebilir. Bunun için göz tansiyonu ölçümü, görme siniri hasarının analizi, görme alanı testi ve kornea kalınlık ölçümü yapılmalı.
Kaç yaşından sonra bu tetkikler yapılmalı?
45 yaş üstü ve risk faktörü bulunmayanların iki yılda bir, 45 yaş üstü ve risk faktörü bulunanların yılda bir defa olmak üzere düzenli göz muayenesi yaptırması gerekiyor.
Glokom tedavi edilebilir mi?
Glokom erken tanı konulduğunda tedavisi mümkün olan ancak sinsi seyreden bir hastalık. Tesadüfen yakalandığında genelde görme siniri hücreleri kaybedilmiş oluyor. Çoğu kişi görme yetisi büyük bir tehlikeye düşene kadar hastalığı fark etmiyor. Teşhis edildiğinde var olan görme kaybı geri döndürülemiyor ancak hastalığın ilerlemesi durdurulabiliyor. Kaybedilen görme sinirleri düzelmiyor.
Peki, nasıl tedavi ediliyor?
Glokomdan korunmanın tek yöntemi, göz tansiyonunun düşürülmesidir. Bu sayede görme sinir hasarının önlenmesiyle hastalığın tedavisi sağlanıyor. Öncelikle damla tedavisi, yetmiyorsa cerrahi tedavi, bazen de gerekli hallerde lazer tedavisi uygulanır. Erken teşhis edildiğinde glokomun tedavisi yüz güldürücüdür. Tedavide hastanın ilaçlara uyum göstermesi de önemli. Bu nedenle hastanın sürekli takibi gerekir.
Glokom riskini artıran faktörler neler?
İlerleyen yaş, ailede glokom öyküsü (genetik yatkınlık), sigara, şeker hastalığı, yüksek ya da düşük tansiyon, miyop, uzun süreli kortizon tedavisi, göz yaralanmaları, migren bu özelliklere sahip kişilerin glokom yönünden göz muayenelerini yaptırmaları uygun olur.
Glokom bebeklerde de görülebilir mi?
Evet. Ülkemizde akraba evliliği nedeniyle bebeklerde glokom dünya ortalamasının üstünde. Yeni doğan bebeklerde 10 bin canlı doğumdan birinde glokom görülüyor. Yeni doğanlarda körlük oranı çok yüksek, körlüğü önlemek için bebeklerin mümkün olduğunca erken ameliyat edilmesi gerekiyor.
Üç – dört günlük bebekleri bile başarıyla ameliyat edebiliyoruz. Işıktan kaçma, ışığa bakamama, göz iriliği, gözde büyümenin giderek artması, gözde bulanıklık, göz bebeğinin iyi seçilememesi ailelerin hemen hekime başvurmasını gerektiriyor.
Peki, hastalıkta bilinç düzeyi ne oranda? Bu hastalığın önemini biliyor muyuz?
Türk Oftalmoloji Derneğinin bin kişiye sorular yönelterek yaptığı ‘Glokom Bilinirlik Araştırmasının sonucunda ne yazık ki Türk halkının bu konuda bilinç düzeyinin düşük olduğunu gördük. Araştırmanın sonuçları, bu önemli hastalık hakkında bilinç oluşturmak ve hastaları önleyici göz bakımı almaya teşvik etmek için çok daha fazla eğitim çalışmasının gerekli olduğunu gösterdi.
Araştırmaya göre, glokom hastalarının bile kendi hastalıkları, tedavisi ve olası riskleri konusunda yeterince bilgiye sahip olmadığını gördük. Öyle ki, üç glokom hastasından ikisi yetersiz tedavi ve takibin körlüğe neden olabileceğinin bilincinde değildi. Doktorları ve sağlık çalışanlarını kaygılandıran başka bir nokta da, daha yüksek risk altındaki vatandaşların neredeyse yarısının kontrol için en az yılda bir kez doktora görünmediğine dair bulgu oldu. Araştırma katılımcılarının yüzde 27si göz doktoruna sadece beş yılda bir göründüklerini bildirdi, katılımcıların yüzde 48i de göz kontrollerinin arasında iki yıl veya daha fazla gibi uzun bir süre geçtiğini belirtti.
Gönderen
Ozan Fayda
3 Temmuz 2011 Pazar
Etiketler:
Glokom Nedir? Glokomun Nedenleri,
Glokom Türleri,
Göz Tansiyonu,
Göz Tansiyonu (Glokom)
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)